Sürrealizmin doruklarında kaşif gibi gezinen, gezinirken gezdiren video kolektifi Canadá ile tanışın. Ya da tanışmadıysanız, buyrun tokalaşın.

Eğer daha önce sizi paralize edip gözlerinizden dönen daireler çıkaran bir klibe maruz kaldıysanız Canadá’nın ne anlama geldiğini az çok biliyorsunuzdur. Lope Serrano ve Nicolás Méndez‘in 2008 yılında kafa kafaya verip kurduğu video kolektifi Canadá şu ana kadar kaç iş yaptıysa hepsine damgasını vurmuş, farkını konuşturmuş ve konuşturmaya da devam ediyor. Hegemonyası sadece müzik kliplerine mahsus bir şey de değil üstelik; kapısında yatanlar arasında Zara, Ikea, Adidas, Nike, Renault, H&M, Massimo Dutti, Vogue gibi çeşitli sektörlerden dev markalar da yer alıyor. Ahmet Haşim‘in Merdiven isimli bir şiiri ve o şiirde “Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden” diye de bir dize vardı. İşte Canadá‘nın yaptığı da tam olarak bu. Ağır ağır çıkıyor o merdivenleri, 2008‘den beridir. Portföyüne eli yüzü düzgün işler kata kata, katlaya katlaya çıkıyor o merdiveni.

“Belki de fazla teorik konuşuyorum ama etik ve estetik arasında bir bağ var” diyor şirketin kurucularından Lope. “Bir şeyi başarmak için çaba sarfettiğinizde, daha iyi sonuçlar elinize geçiyor.”

Hazır lafı açılmışken sürreal geçişlerin, yumuşak tonların, vücudunuzdaki serotonin seviyesini yükselten renk bloklarının ve en basit Canadá klibini bile 100 metre öteden tanımanıza yardımcı olacak bir sürü dış etkenin sergilendiği en uçarı 5 işine bir göz atalım mı?

  • Oh Land – White Nights

Oh Land bize bu defa hızlı göz hareketlerinin olduğu, bilinçaltına bodoslama daldığımız uyku safhasından, yani REM‘den selam duruyor. Kendisini Canadá’nın paradoksal  rüyalarından birinin içinde bulan Nanna Øland Fabricius, uykunun beşinci ve son evresinden bir hayli memnun görünüyor.

  • The Weeknd – Secret

Canadá üyelerinden Pedro Martin Calero’nun yönetmenliğini üstlendiği ‘Secrets’ klibi diğer Canadá kliplerinden az biraz farklı. Son The Weeknd albümünden yayınlanan altıncı klip olma özelliğini taşıyan Secrets‘ta kullanılan donuk, retro renkler, estetik kadrajlar, bir sahneden diğer sahneye geçerken kullandığı sürreal geçişler ve sinematografik yorumlar sinemanın simetri delisi Wes Anderson filmlerini anımsatıyor aslında çaktırmadan. Kırmızı tonunun doygunluğuyla klipte göz doyurucu bir kontrast yakalayan Canadá, Wes Anderson‘ı aratmayan bir ortalama takıntısıyla sahnelerden göz kırpıyor. Hani kağıdı orta yerinden katlarsınız ya, o eylemi olduğu gibi Canadá klibine uyarlayın. Her şey sanki altın oran baz alınarak orta yerinden sağa ve sola eşit dağılacak şekilde paylaştırılmış. Optik illüzyon etkisi yaratan drone perspektifi ise Wes Anderson’ın her filminde görmeye alışık olduğumuz ‘kuş bakışı’ sahnelerini andırıyor. Yiğidi öldürdük ama hakkını da yemeyelim; Canadá klipleri ağızda çok başka tatlar bırakıyor.

  • Extraperlo – Chill Aquí

Ben bu klibe ‘topraklama’ adını verdim. Önce topraklamanın sözlük anlamını izah edeyim, arkasından da açıklaması gelsin. Topraklama, elektrik ile çalışan cihazların olası bir elektrik kaçağı tehlikesine karşı alınan hayati bir önlemdir.

İnsan beyni de yaklaşık 60 watt’lık bir enerjiyle çalışır. Dolayısıyla, olası bir elektrik kaçağı tehlikesine karşı bizim de topraklama yapmamız farz. (Düz mantık) Kemal Sunal’ın Umudumuz Şaban diye bir filmi vardı: “Ben buraya niçin çıktım?” repliğini ezberlemişsinizdir artık. İşte ben de aynı kafa karışıklığı ile bu konunun buralara kadar nasıl geldiğini düşüneduruyorum.

Barselonalı Extraperlo grubunun 2016 yılında piyasaya sürdüğü Chill Aquí albümünün aynı adını verdiği klibinin çıkış noktasından geldik biz buralara. 80′lerin siyasi arenası ve kötüye giden ekonomisine rağmen çeşitli tarz ve akımlar bir arada varlığını sürdürmüştü. Extraperlo‘nun son albümü ise 80‘lerin sersem ve hippi ruhuna hormonal takviyede bulunmaksızın, lirik bir hayranlıkla günümüzün şehir hayatına enjekte etmek üzerine kurulu. “Şehir yaşamına ideal bir cennet yorumu katmak istedik” diyorlar bu albüm için. Aslında hepimizin böyle bir gayesi yok mudur? İçinde bulunduğumuz şehrin neresinde durduğumuzu merak ederiz; Extraperlo da tam olarak bunu yapmış aslında bu kliple; üç boyutlu bir şehrin tek boyutlu marketinden konum atmış bize.

  • Tame Impala – “The Less I Know the Better” 

Kurnazca hazırlanmış bir sinematografi?

Burada.

Sürreal geçişler?

Burada.

Warhol’un muz kabuğu?

O da burada?!

Olur da Tame Impala ile aynı sınıfa düşerseniz bu tarz yoklamalara alışacaksınız. Karşınızda Balkanlardan gelen soğuk Canadá dalgasının klibin her zerresinde hissedildiği, tuhaf ve tüylü bir aşk üçgenini anlatan ‘The Less I Know the Better’ şarkısı.

 

She & Him – Stay Awhile

“Bana bu sandalyenin var olmadığını kanıtlayın.”

Kimsenin aklına o sandalyeyi felsefe hocasının altından çekmek gelmedi. O sandalye gerçekten orada mıydı? Hala akıllarda bir soru işareti. Gelelim günümüze. Zooey Deschanel ve M. Ward ikilisinin halk nezdinde bilinen adıyla She and Him’in klibinde de böyle ontolojik bir durum söz konusu. 2014 yılında çıkardıkları Classics albümünden “Stay Awhile’’ parçasını yorumlayan ikili, Deschanel’in görünmez bir partnerle dans ettiği ve Ward’ın görünmeyen bir gitarla farazi bir sandalyede oturduğu kliple karşımıza çıkmıştı. Burada asıl soru: O sandalye orada mı değil mi?

 

Yorum bırakın